A.Vahap ŞEHİTOĞLU;İşin hakkını verin, yandaştılar

avahap-sehitogluisin-hakkini-verin-yandastilar2f07ff37de61017f656e

Akdeniz Belediyesinin iyi niyetli bir çalışması olan ‘Mersin’de iz bırakanlar Müzesi’nde, iz bırakanları incelemedim.

Arkadaşlarım basınla ilgili listeyi bana attılar. ‘İZ BIRAKANLAR MÜZESi’NDE iz bırakmamışları okuyunca şaşırdım!

70 li yıllar öncesi adı gazetecilikle anılanlar için bir şey demiyorum!

Ama bizleri ilgilendiren bölümde çok pis kayırmacılık yapılmış.

Kim editörlük ettiyse ayıp etmiş.

Hiç etik birisi-birileri değilmiş!

‘Yandaştılar!’ karşı koyma dürtümüzü, değerlerimizle oynayarak, iğnelemezlerdi!..

1993 yılı ülke genelinde özel TV’ler yayına geçiyor…

Yerelde de kımıldamalar var.

4 kafadar, Tuncay, Mahmut, Erdal, İrfan!

İstasyon civarında kiraladıkları bir apartman dairesinin üst katında kurdukları derme çatma vericilerle bilgisayardan, görüntüsüz, parazitli, alt yazılı ilk ilkel yerel TV yayınına başladılar.

Hepsinin  televizyonu kurarken belli görevleri ve beyin patlattıkları branş ve yetenekleri vardı.

Tuncay iyi bir tabelacı, Mahmut büyük hayallere imza atan ordinaryüs bilgeliğinde, Erdal ve İrfan sol siyaset içinde belli konumları olan, kafa patlatan, çevre toplayan devrimcilerdi. Herkes parasızdı. Sonra’dan Erdal’ın hissesinin yüzde 10’unu Ford arabam karşılığı alarak, ortak olduğum bu TV’nin haber merkezini yönettim.

Bu televizyon Mersin’in ilk göz ağrısı,

İlk TV’si, Kanal 33’tü.

Beni boş ver.

Bu TV’yi kuranlar bir ilki başararak Mersin basınında iz bırakmadılar mı?

Hadi diyelim 4-5’i olmaz biri olsun diyorsan işte o televizyonun arka bahçesindeki isimsiz kahraman Tuncay Demirtaş. Ailece hala TV’nin başında. Bu televizyon iyi kötü bugünlere getirildi. Bu bir iz bırakmak değil mi?

Nerede Tuncay Demirtaş, diğerleri?

Mersin 1. Şubede görevli polisler, İşkencede öğretmen Ali Uygur’u öldürüyor. Kaçtı süsü veriyor. Dönemin siyasi şube komiseri günümüzün ünlü ismi Hanifi Avcı işkenceci polislerin yöneticisi. Demokrat Gazetesinin Mersin temsilcisiyim. Polisin gözaltında iken kaçtı süsü verdiği Ali Uygur’un, kent mezarlığı sahipsizler adasında  mezarını ortaya çıkartıyorum. Henüz 25 yaşındayım. Dünya çapında bir yayına imza atıyorum…

Haberciliği ve yazdığı yazılardan cezaevine giren İhsan Tufan’dan sonraki ikinci gazeteciyim. Hem de 12 Eylül 1980 Askeri faşist darbesinde…

Birçok yazarın kitaplarında, gazetelerde ve TV’lerde Ali Uygur’un mezarını ortaya çıkartan ve çok işkence gören gazeteci olarak anılırım. (Google amcaya baş vurabilirsiniz!)

7 dönem Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapmış, Onursal Başkan ilan edilmiş ve Mersin İnternet Gazetecileri Derneği kurduğu için cemiyetten üyeliği silinmiş ilk gazeteciyim.

Mersin de yayın yapan yerel gazeteciler arasında iz bırakanlar denince ilk yazılacak isimlerin başına renkli gazeteciliği ile Tankut Tufan gelir. Yerel gazeteciliğin günümüze aktarılmasında köprü olmuş aileden gelme usta bir gazeteci!

Merhum Cumali Tunç, Kılıç Tülay, Timurlenk Tülay, Mahir Sümen,

Mazlum Gökçay, Kamil Cömertler, Halil İnci Selahhattin Akkuş yerel gazete patronları olarak iz bırakan isimlerdi.

Merhum Müfit Bekiroğlu, Peyami Safa Maracı, Nevzat Kelleli, Hamdi Yurdakul, Altın makas Selçuk Ölçer. Nazmi Akdağ, Ziya Keskinışık, Özer Işık, Nuran Tunç, Ali Adalıoğlu, Fikret Ünver, Fahri Özlük, Nermin Ergenekon, Haldun Okdemir, Ben, hepimiz o dönemlerde ulusal basının iyi birer temsilcileriydik..

Biz bir ekoldük!

Gazeteci denilince; Mersinlinin ilk aklına gelen saygın isimleriydik.

Bu kentte hepimizin gazeteci olarak ayak izi var.

Meslekte 40 yıl ve üstü hizmet vermişiz.

Ölenlerin dışında yukarıda saydığım isimler hale aktif gazeteci ve Tankut Tufan gibi günümüze köprü olanlardır…

Osman Bekiroğlu, Mustafa Kadıoğlu, Ünal Akdağ, Nevzat Kültür, Merhum İsmet Barlas, Merhum Hasan Gizli TRT’nin Mersin’de iz bırakan habercileriydi.

Mersin’e ilk günlük ofset gazeteciliği getiren Tahir ve Merhum Mustafa Özgür kardeşler!

Mersin’de ses getiren haberlere imza attılar.

Kökeni gazete baskıcılığından yani mutfaktan gelen, ancak günümüzde yerel gazetede hala köşe yazarlığının önemini hissettiren Bir Yüksel Ekici. Halen Anamur Gazeteciler Cemiyeti başkanı ve sıcak haber takpçisi Bir Zümrüt Cömertler. Son 15 yılını içimizde geçiren araştırmacı yazı ve köşeleriyle Bir Abdullah Ayan.

Ne gariptir ki günümüzde, FETÖ ile savaşan ve bu yüzden cezaevine ilk ve tek giren, manevi işkence gören gazeteci unvanını elinde bulunduran, sayısını kendisinin de unuttuğu, haberciliği ile ilgili rekor sayıda, davadan yargılanan Bir Mustafa Göktaş.

Radyoculukta çığır açan, yaptığı röportajlarıyla kentin tüm özgün insan ve yöneticilerini uzun yıllar mikrofon başına toplamayı başaran benim gibi ilk internet gazete kuran, Mersin tarihi üzerinde kitap yazan Bir Mirza Turgut.

Bizim kuşağın yaşça altında kalan ve Mersin’de gazetecilik yaparak mesleğe emeği geçen; Adnan Özdemir, İrfan Sapmaz, Behzat Şahin, Necdet Canaran, Oğuz Topaçoğlu, Hatice Özbay, İbrahim Yalçıner, Serdar Keskinışık, Şevket Çoşkun, Ali Ekber Şen. 

Birbirinden değerli Mersin’e mal olmuş meslekleri gazetecilik olan genç gazeteciler; Mehmet Miras, Ahmet Özdemir, Süleyman Tıraş, Uğur Özgür, Beycan Üçkardeş, Tayfun Tuna, Mustafa İnsan, Hüseyin Kar, Hediye Eroğlu, Fatih Şahin, Esat Durak, Fahriye Kutlay, Abidin Yağmur.

Diğer duayen gazeteci arkadaşlarım ne der bilemem ama ben, bırakın iz bırakmalarını,

haber yazmasını dahi bilmeyenlerle,

adı üstünde ‘Mersin’de iz bırakanlar müzesi!’nde,

İz bırakmayanlarla aynı kategoride anılmaya karşıyım!!.