Geciken adalet, adalet değildir”
KESK dönem sözcüsü Murat Doğan, KHK yoluyla ihraç edilen yüzden fazla insanın intihar ettikten sonra görevlerine iade edilmelerine tepki göstererek, “Geciken adalet, adalet değildir” dedi.
Mersin Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şubeler Platformu, Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilenlerle ilgili Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Bu kaçıncı pardon, geciken adalet, adalet değildir” ve “Reddinizi reddediyoruz! KHK’lar gidecek biz kalacağız” pankartlarının açıldığı açıklamada, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “OHAL komisyonu lağvedilsin” ve “KHK’lar gidecek biz kalacağız” sloganları atıldı.
“KHK’lar gidecek biz kalacağız”
KESK adına açıklama yapan dönem sözcüsü Murat Doğan, OHAL KHK’ları eliyle ihraç edilen 4 bin 239 KESK’li işlemin iptali için komisyona başvurduğunu, aradan 5 yıl geçmesine rağmen komisyonun hala bin 493 dosyayı karara bağlamadığını söyledi. Karara bağlanan başvurulardan bin 606’sının ret, bin 140’ının kabul edildiğini belirten Doğan, “Ne acıdır ki, aralarında Yapı Yol Sen Mersin Şube Yöneticisi Abdulvahap Alptekin ve Eğitim Sen Tekirdağ Şube Sekreteri Kazım Ünlü vefat ettikten sonra, hafta içinde komisyon kararıyla ‘gidemeyecekleri’ görevlerine iade edilmişlerdir. Bu arkadaşlarımızla birlikte tam sayısı bilinmemekle birlikte en az 17 kişi yaşamlarını yitirdikten sonra “gidemeyecekleri” işlerine iade edilmişlerdir. Hepsini saygıyla anıyoruz. Bir kez daha haykırıyoruz ki, Geciken adalet adalet değildir . KHK’lar gidecek biz kalacağız” dedi.
“İhraç edilen 100’den fazla insan intihar etti”
Doğan, “Aralarında Eğitim Sen Adana Şubesi üyesi, Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden, Barış İçin Akademisyenler imzacısı, ‘görülen lüzum üzerine’ denilerek dönemin bitmesine üç hafta kala görevine son verilen Dr. Mehmet Fatih Tıraş ve Diyarbakır Çocuk Hastanesi’nde çalışırken KHK’yle görevinden ihraç edilen SES üyesi Fatma Demirel’in de olduğu 100’den fazla insanımız ihraç sonrası yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle içine girdikleri çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir” ifadelerini kullandı.
“Onlar gidecek, biz geri döneceğiz”
Reddedilen başvurulardan 344’ünün Barış Akademisyenlerine ait olduğunu ve 50 dosyanın ise karara bağlanmayı beklediğini söyleyen Doğan, “Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan ret kararları açıkça suçtur. Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan Komisyon, iktidarın suçuna ortak olmuştur. Bir kez daha belirtmek isteriz ki, Barış Akademisyenleri yüz akımızdır ve emekçilerin de temel talebi olan barışı sahiplenmeye, düşünce özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz. komisyonun retlerini reddediyoruz! Onlar gidecek, biz geri döneceğiz” diye konuştu.
“Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz”
Öte yandan, komisyonun verdiği ret kararlarına itirazlar için iktidar tarafından özel olarak oluşturulan idare mahkemelerinin şu ana kadar verdiği kararlarda da hukuk normlarının işletildiğine dair umut vermediğini dile getiren Doğan, “Yasaklamalar, zulüm, faşizan baskı ve uygulamalar iktidarın siyasal ömrünü kısaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır. İşçi sınıfının, emekçilerin yüzyıllardır bin bir türlü bedel ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlüklerin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı fiili ve meşru mücadele hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu anti demokratik uygulamalara karşı fiili, meşru ve demokratik direnişimizi ve hukuki mücadelemizi her ne pahasına olursa olsun, tüm zorlukları göğüsleyerek sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.